Sessiz bir yol üzerinde indik arabadan. Yolun bir yanındaki beyaz mezar taşları koca bir alanı kaplamıştı. Srebrenitsa’daki Potoçari Anıt Mezarlığı’na girdiğimizde, yukarıdan bakıldığında hilali andıran mermerler sardı etrafımızı. Biraz yaklaştığımızda üzerinde yazan isimleri görebiliyorduk. Srebrenitsa katliamında öldürülen 8372 kişinin ismi…
Kendilerini savunmaya fırsatları bile olmadan öldürülen bu insanların mezarları etrafında dolaşırken, hiç konuşmadık. Kiminin mezar taşına tespih konmuştu. Kiminin henüz bir mezar taşı bile yoktu. Çünkü bu bölgede halen kayıpların arandığı kazı çalışmaları ve defin işlemleri devam etmekte. Ağzımızı bıçak açmadan dolaşırken, Boşnak bir genç, arkadaşıyla konuşarak geçti yanımızdan. Srebrenitsa katliamında öldürülen amcasının mezarlığının yerini gösteriyordu.
O gece insan aklının almayacağı bu olay yaşanana kadar neler oldu biraz ondan bahsedelim.

”Srebrenitsa, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yaşanan en büyük katliam.”
Srebrenitsa Katliamından Önce – 9 Temmuz 1995’e Kadar Yaşananlar
1992 yılında Yugoslavya’da iç savaş başlamıştı. O zaman, nüfusunun yüzde 75’ini müslümanların oluşturduğu Srebrenitsa’da 36.000 kişi yaşıyordu. Burası Sırplar tarafından ele geçirildi ancak Boşnaklar birkaç ay sonra kasabayı geri aldılar.

1 yıl sonra Sırplar, Boşnakların elindeki bölgelere tekrar saldırmaya başladı. Çevre kasabalardaki saldırılardan kaçıp Srebrenitsa’ya sığınanlarla birlikte kasabanın nüfusu 60.000’lere kadar yükseldi. İnsani ihtiyaç kıtlığı baş göstermeye başladı. Saldırılar Srebrenitsa’ya ulaşmadan, burası birkaç diğer kasabayla birlikte Birleşmiş Milletler tarafından ‘Güvenli Bölge’ ilan edildi. Bölgeye asker sevkinden sonra saldırılar dursa da, çevre kasabalar hala kuşatma altında olduğundan insanı yardım sıkıntıları yaşanmaya devam etti.
9-11 Temmuz 1995
Sırplar, ’95 yılı Temmuz ayına gelindiğinde Srebrenitsa’nın da alınması emrini verdiler askerlerine. Krivaya ’95 operasyonu adı altında saldırılara başladılar. Birleşmiş Milletler adına orada bulunan Hollandalı askerler rehin alındı. 11 Temmuz akşamı Sırplar Srebrenitsa’yı bombalamaya başladılar. Canlarını kurtarma derdine düşen Hollandalı askerler, Boşnakları Sırplarına eline adeta teslim etti. O gece Sırplar kaçmayı başaramayan herkesi vurdu. Yakalanan tüm Boşnak erkekleri doldurulabilen her yere; okullara, depolara doldurularak katletti. Böylece Srebrenitsa Katliamı başlamış oldu. Öldürülen Boşnaklar toplu mezarlara konuldu.

30 Ağustos 1995 ve Sonrası
NATO uzun süren sessizliğini 30 Ağustos 1995’te bozdu. 21 Eylül tarihine kadar Sırp hedeflerini vurdu. Ancak bu zamandan sonra savaştaki dengesizlik bozuldu ve Sırplar barış masasına oturmaya ikna oldular. Çok sayıda katliamın, insanlık suçunun işlendiği bu soykırım, 1995 yılında imzalanan Dayton Anlaşmasıyla sona erdi.

Galeyana Gelen İnsan ve Yapabilecekleri
Bu tarz olayları okumak etkiliyor bizleri. Moralimizi bozuyor bir süreliğine. Olayların gerçekleştiği yerleri ziyaret etmek, biraz daha hissettiriyor yaşanılanları. İnanamıyorsunuz, üzülüyorsunuz.. İçinizde hissediyorsunuz belki, öğreniyorsunuz, ama bir süre sonra bu da geçiyor. Tüm bu olayları yaşamak, izini ömür boyu üzerinde taşımak ise bambaşka bir şey. Bir kadının ölüme giden eşinin arkasından bakması, bir annenin önünde çocuklarının öldürülmesi, bir çocuğun önünde annesine tecavüz edilmesi… Bunlar ne okuyarak, ne de bir anıt mezarlığı ziyaret ederek anlayabileceğimiz şeyler.
Bir insana tüm bunları hangi duygular yaptırabilir, nasıl bir nefret gözünü bu kadar kör edebilir, sorguluyorsunuz. Bunu yapan insanların tüm bu olanlardan zevk aldığı düşüncesi ise korkutuyor.

Srebrenitsa’da değil belki ama Saraybosna’da Savaş Suçları müzesini gezerken Sırpların, Boşnakları götürdükleri toplama kamplarında ‘Ölüm Oyunu’ adını verdikleri bir oyun oynadıklarını öğrendik. Bu da neymiş derseniz; 9-10 Boşnak, bir arabanın etrafında yürütülüyor. Arabanın farları kapalı.. Arabanın içinden biri aniden farları yakıyor. Boşnaklar duruyor ve farların önüne kim denk gelirse, o öldürülüyor, yani oyunu kazanıyor… Bu ve bunun gibi şeyleri insana hangi akıl, mantık yaptırır, düşünmemek elde değil.
Srebrenitsa’da yaşananları Sırpların uzun süre saklamaya çalıştığı da biliniyor. Bu nedenle halen kazı çalışmaları devam ediyor ve yeni mezarlar bulunuyor. Bunun bir sebebi ise şuymuş; mezarların bulunacağından korkan Sırplar, mezarları tekrar tekrar açıp, iş makineleriyle yerlerini değiştiriyorlarmış. Bu nedenle bir kişiye ait kalıntılar birden fazla farklı mezarda bulunabiliyormuş.
Srebrenitsa Katliamından Sonra
Eğer içiniz elverirse, internette o günleri yaşayanların anılarını anlattığı çok sayıda video var. Erkeklerin çoğunluğu öldürüldüğünden genelde anlatıcılar, kadınlar. İç savaşla ilgili de çok fazla video bulabilirsiniz. Bizim ziyaretimizle ilgili videoyu da aşağıya ekliyorum. Videonun sonunda Srebrenitsa katliamında öldürülenler için yapılmış Potoçari Anıt Mezarlığından görüntüler var.
Can Dündar ise bu katliamın 11.yılında şöyle demiş:
‘dünya, Bosna’yı unuttu bile…
şimdi İsrail’in Filistin’deki katliamını seyrediyor.” ‘
Potoçari Anıt Mezarlığına Ulaşım – Srebrenitsa Katliamı
Srebrenitsa Bosna-Hersek’in Sırbistan sınırına yakın küçük bir kasabası. Öyle ki, Srebrenitsa kasabasının kendisini ziyaret etmek isteseniz, restoran bulmakta ve dilden dolayı insanlarla anlaşmakta zorlanabilirsiniz. Bu nedenle bizce buraya gelmek isterseniz en kolayı arabayla gelmek olacaktır. Saraybosna’dan buraya toplu taşımayla ilgili bir bilgiye hiç rastlamadık.
Biz Saraybosna’ya Belgrad’dan arabayla geçeceğimizden yolumuzu önce buraya düşürdük. Burayı ziyaret ettikten sonra Saraybosna’ya geçtik.
Belgrad-Srebrenitsa 161 km Saraybosna-Srebrenitsa 151 km
Srebrenitsa’daki Potoçari Anıt Mezarlığını ziyaret etmek, burada yaşanılanları anlamak açısında çok öğretici oldu. Buradan sonra Saraybosna gezimize başladık. Saraybosna ile ilgili yazımızı şuradan okuyabilirsiniz.
Bu yazımızı beğendiyseniz ve faydalı bulduysanız sosyal medyada paylaşıp bize destek olabilirsiniz. Yeni yazılardan haberdar olmak için aşağıdaki adreslerden bizi takip edebilirsiniz.
Instagram: gezigunluklerimiz
Facebook: gezigunluklerimiz
Youtube: Gezi Günlüklerimiz